“Menderes’in idam fotoğrafı bürokrasinin sopası olarak kullanıldı”

Gazeteci-Yazar Halime Kökce’nin sunduğu Hafızanda Ne Var? programına katılan Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, 62. yılında 27 Mayıs darbesini ve Türkiye’de asker-sivil ilişkilerini konuştu. Darbelerin ülkemizde yarattığı sonuçlara dikkat çeken Özipek 27 Mayıs’ta Adnan Menderes’in idam fotoğraflarının bilerek sızdırıldığını ve bu fotoğrafların sonraki siyasetçiler ile toplumun hafızasında bürokrasinin sopası olarak yer ettiğini belirtti. Dünyada hiçbir demokrasinin güvende olmadığını kaydeden Özipek, demokrasi cephesinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

15 Temmuz Derneği’nin düzenlediği Hafızanda Ne Var? programına Prof. Dr. Bekir Berat Özipek katıldı. Halime Kökce’nin moderatörlüğünü yaptığı programda 27 Mayıs askeri darbesi ve Türkiye’de asker-sivil ilişkisi masaya yatırıldı. 15 Temmuz Derneği YouTube kanalından yayınlanan programda Özipek, 27 Mayıs’ın Türk siyasi tarihini nasıl şekillendirdiğini anlattı.

Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, 27 Mayıs’ın Türkiye’de vesayet rejimini kurumsallaştıran bir darbe olduğunu söyledi. Ordunun ayrı bir güç olarak Osmanlıdan beri kendini hissettirdiğini belirten Özipek “27 Mayıs’ın en önemli olumsuzluğu sadece Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan gibi seçilmişlerin katledilmesi değil, bu darbe pratiğinin vesayet sistemine bağlanması ve daha sonraki seçilmiş sivil iktidarları bir cendere içinde tutmasıdır” dedi.

“27 Mayıs’ın ilk sonucu bu darbenin anayasal çerçevesini oluşturmak oldu. Ordunun sivil otorite üzerinde MGK üzerinden bir baskı unsuru kurması, yargının üç erkten koparılıp yasamayı sınırlayan bir güce dönüşmesi, kamu kurumlarına verilen olağandışı yetkilerin toplumun farklı kesimlerine baskı uygulamak için kullanılması gibi sonuçları oldu” diyen Özipek, 27 Mayıs’tn 2007’ye kadar sürekli olarak sivil iktidarların kendilerine tanımlanan dar alanda siyaset yapmaya mecbur bırakıldığını vurguladı.

İDEOLOJİLER VE İNANÇLAR DARBE İÇİN ARAÇSALLAŞTIRILDI

Türkiye ve dünyadaki darbelerde dış güçlerin etkilerine dikkat çeken Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, 27 Mayıs’ın yapıldığı dönemde İran’da da CIA’in darbe yaptığını ve 50 yıl sonra Obama’nın bunu itiraf ettiğini belirtti. “27 Mayıs ve 12 Eylül’le ilgili genel bir şehir efsanesi var. Birini sağcılar, birini solcular yaptı diye. Bu darbeyi yapanların kendilerini meşrulaştırma biçimleridir. Darbeyi kimin yaptığının bir önemi yok. Burada sınıfsal ve iktisadi olarak demokrasiye verdikleri zarar aynı. Mesela 27 Mayıs’ı sol kemalistlerin yaptığı söylenir ama aynı sol kemalistler darbeden sonra Amerika Büyükelçiliğine gidip maaşları ödeyemeyecek durumda oldukları için para isterler. ABD idamlara sözde karşıydı ancak aralarında öyle bir ilişk var ki bir taraftan idamlara destek diğer taraftan istedikleri parayı veriyorlar” şeklinde konuşan Özipek, tüm ideolojilerin ve inançların darbe için araçsallaştırılabileceğini önemli olan şeyin darbeye kategorik olarak karşı durmak olduğunu söyledi.

MENDERES’İN İDAM FOTOĞRAFINI ÖZELLİKLE SIZDIRDILAR

Adnan Menderes’in idam fotoğrafları hakkında da konuşan Özipek “Bazı fotoğraflar sonraki siyasetçiler ve toplum üzerinde bürokrasinin sopası olarak hafızalarda yer etti. Etsin diye bu fotoğraflar özellikle sızdırıldı. Çünkü başka türlü oradan fotoğraf almak mümkün değil. Tıpkı Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinden sonra bazı askerlerin dirseklerini onun omzuna dayayarak adeta bir sehpa gibi kullanarak verdikleri o poz gibi. Menderes’le ilgili sızdırılan o fotoğrafta darbeci oturmuş Menderes aykta. Çocukları gayet üzgün bir şekilde bakıyor. Hepsinin yüzünde keder var. Ortalama bir insan buna bakınca servis etmeyelim der. Peki neden ettiler? Çünkü psikolojik basıncı, öğrenilmiş acizlik duygusunu oluşturmak istediler” şeklinde konuştu.

Darbelerin artık farklı yöntemlerle yapılsa da klasik darbelerin devrinin geçmediğini ifade eden Özipek, bu durumun sadece Türkiye için değil dünya için geçerli olduğunu da söyledi. Türkiye’den ve dünyadan farklı örnekler sunan Özipek “Hiçbir demokrasi güvende değil. Demokrasinin mahallede tek kural olması için bizim onu beslememiz ve muhafaza etmemiz gerekiyor. Bunun için ordunun yeniden yapılandırılması, militarizmi besleyen entelektüel ve ahlaki zeminle mücadele edilmesi lazım” dedi.

“15 TEMMUZDA YAŞADIĞIMIZ ACI DARBELERİN SÜREKLİLİĞİNİ UNUTTURMAMALI”

15 Temmuz darbe girişiminin herkesi çok etkilemesinin en önemli sebebinin son yaşanan darbe girişimi olmasına bağlayan Özipek “15 Temmuzla ilgili iki farklı yaklaşım var. Birinci yaklaşım onu biricik, çok özel ve diğer darbelere benzemeyen bir darbe olarak görüyor. İkinci yaklaşım ise 15 Temmuzun aslında darbelerden bir darbe olduğunu, sadece meşrulaştırılış biçimi ve yapan ekip bakımından diğerlerinden ayrıldığını söylüyor. Ben ikinci görüşü destekliyorum. Çünkü yaşadığımız acı bize ülkemizdeki darbelerin sürekliliğini görmeyi engellememeli” dedi.

15 Temmuz’da çok sevdiği, birlikte görev yaptığı arkadaşı Ahmet Özsoy’u kaybettiğini de söyleyen Özipek, yaşanan acı ve travmanın adaleti engellememesini ve toplumu rehabilite edici bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ifade etti.